70'lerin Ruhu Geri Dondu
1970'lerin ruhu geri dondu
Takma kirpikler, buyuk yaka gomlekler, İspanyol paca pantolonlar... 70'li yillar Cemberimde Gul Oya ile geri dondu Dizinin iki genc ve basarili basrol oyuncusu Mehmet Ali Nuroglu ve Özge Özberk ile 70'li yillar ile gunumuzu karsilastirdik.
4 EKİM Mehmet Ali Nuroglu ve Özge Özberk 70'lerin dunyasini; o donemin sicakligini, zorluklarini, politik yapisini, asklarini, Cemberimde Gul Oya dizisinde yeniden yasatiyorlar. Genc oyuncular her ne kadar o yillara hayranlik duysalar da, 'Artik bu cagda yasamaya adapte olmusken, her seyi daha light yasamaya alismisken, gecmise donmek bizi cok yipratir" diyorlar.
Donem dizisi cekmek kolay degil. 70'lerin dunyasini hata yapmadan yaratmak ve oynamak sizler icin ne kadar zor? Cagan Irmak usta bir yonetmen. Nasil bir etki yaratmasi gerektigini iyi biliyor. Bizim ekstra dusunmemize gerek kalmiyor. Ama sanat gurubunun isi zor. Biz toplum olarak carpik bir gelisme yasadigimiz icin, 20 sene oncesi bile olsa inanilmaz bir degisim var. Ufacik bir yeri bile 70'lere dondurecekseniz ortadan kaldirmaniz gereken cok sey gorursunuz.
DEJENERE TOPLUM OLDUK
Rolunuzun daha inandirici olmasi icin ozel bir arastirma yaptiniz mi?
M:Benim ilgilendigim bir donemdi. Okudugum kitaplari tekrar okudum, o donemi yasamis insanlarin yazdigi otobiyografik kitaplar aldim. Ama tabii eylemlere filan katilmadim.
O: O donemi, yasamis kisilerden dinleyerek ogrenmeyi tercih ettim. Babam universitedeyken cok zorluklar yasamis, bes dakika gec kalsa annem paniklermis. Ama zaten senaryo yeterince bilgi iceriyor. Oradaki diyaloglar, hareketler, Cagan'in verdigi mizansenler yeterli.
70'leri canlandirmak nasil bir duygu sizler icin?
M: Teknolojik olarak tabii ki onemli gelismeler oldu. Turkiye'de ama o donemki insanlarin fikirlerine, inanclarina, sahiplenmelerine ve su anki bizim tavrimiza baktigim zaman buyuk bir dejenerasyon var. Ve bu beni rahatsiz ediyor. Cok bireysellestik. Her koyun kendi bacagindan asilir gibi utana sikila soylenmesi gereken seyler cok normal geliyor... O yillara donmek isterim ama nasil ayak uydurabilirim bilmiyorum. Ben bu cagin kosullanmalarini yasayan bir insanim.
O: Saclar, takma kirpikler, agir makyajlar, degaje yakalar, biraz zor girdim o doneme ben. Ama ozel bir doku var orada. Muziklerden kiyafetlere, goruslere o kadar cok baslik var ki... Ama yine de yasamak istemezdim. Aski sonuna kadar yasanmis ve sahiplenmisler, inandiklari seyin cok fazla pesinden gitmisler. Ben o kadar duygusal hissedemezdim. Artik light ve vurdumduymaz olduk.
Mehmet Ali, genclik yillarinda o donemi yasasaydin devrimci olur muydun?
M: Devrimcilik, bir orgutun icinde bir takim insanlarla beraber dusunmeye calismaksa bunu yapamazdim. Baskici yapilardan hoslanmam. Ama onlarin inandiklari seylere ben de inanirdim. Kotu seylerden bahsetmiyorlar ama yontem olarak yakin hissetmiyorum kendimi. Kendimi devrimciyim diye de adlandirmam. İnsanlar icin guzel seyler istemekse evet devrimciyim, birtakim degerleri muhafaza etmek muhafazakârliksa o zaman muhafazakârim.
Ozge sen aski ugruna aileni karsina alip askinin pesinden gider misin gercekte?
O: Ben konusarak anlatmaya calisirdim. Yurdanur bunu denemedi. Asik oldugu cocuk babasinin tamamen tersi bir insandi. Sanirim ben Yurdanur'a gore biraz daha ugrasirdim. Ama Yurdanur kadar derin degilim. Bu donemde bence ask yerine onemli olan birbirine duydugun saygi ve verdigin degerdir.
Politik yonu agir bir dizide oynuyorsunuz. Korkmadiniz mi sert tepki gelir mi diye? O: Hayir. Bu Turkiye'- nin bir gercegi. Bunu bilmeyenlere gorsel bir sekilde anlatmak gerekiyor.
M:Hic korkmadim. O donemki siyasi yapiyi anlatmak oncelikli hedef degil. İnsan iliskilerindeki sicakligi ve degerleri anlatiyoruz. Benim icin gurur verici bir sey. O donemler hep yok sayildi. Bu bazi seylerin sorgulanmasi icin bir baslangic olabilir.
Peki gelen tepkiler nasil?
O: Dizi seyretmeyen bir genclik var. Ama bizi seyrediyorlar ve birbirlerine caktirmadan agladiklarini soyluyorlar.
M:Riskli de bir sey. Hassas bir donem, aci cekilmis. En ufak bir sey kotu seyler yasamis insanlari kirabilir. Ama bunlarla karsilasmadik. Diziden sonra bir genc o donemle ilgili bir tarih kitabi aliyorsa dizi amacina ulasmistir.
Turkiye'deki oyunculuk sektorunu nasil degerlendiriyorsunuz?
O: Sektor inanilmaz gelisti. 85 yeni dizi girmis. Herkes mi senarist oldu, herkes mi oyuncu oldu. Ama eleme olacak ve kalan kalacak. Keske daha fazla sinema filmi yapilsa...
M:Cok fazla talep de var ki sektor kendini gelistiriyor. Bir yonden sonra sinemaya kayacak sektor. Daha fazla imkan ve daha cok is bilen insanlar yetisiyor. Turk oyuncular cok yetenekli. Bir Haluk Bilginer mesala dunya capinda bir adam. Fakat teknik eksiklerimiz var. Yonetmenler, isik tasarimcilari, sahne tasarimcilari, teorisyenler yok. Bunlara ihtiyacimiz var ama bunlara yonelik talep yok. Herkes basrol oyuncusu olmak istiyor.
sabah
Takma kirpikler, buyuk yaka gomlekler, İspanyol paca pantolonlar... 70'li yillar Cemberimde Gul Oya ile geri dondu Dizinin iki genc ve basarili basrol oyuncusu Mehmet Ali Nuroglu ve Özge Özberk ile 70'li yillar ile gunumuzu karsilastirdik.
4 EKİM Mehmet Ali Nuroglu ve Özge Özberk 70'lerin dunyasini; o donemin sicakligini, zorluklarini, politik yapisini, asklarini, Cemberimde Gul Oya dizisinde yeniden yasatiyorlar. Genc oyuncular her ne kadar o yillara hayranlik duysalar da, 'Artik bu cagda yasamaya adapte olmusken, her seyi daha light yasamaya alismisken, gecmise donmek bizi cok yipratir" diyorlar.
Donem dizisi cekmek kolay degil. 70'lerin dunyasini hata yapmadan yaratmak ve oynamak sizler icin ne kadar zor? Cagan Irmak usta bir yonetmen. Nasil bir etki yaratmasi gerektigini iyi biliyor. Bizim ekstra dusunmemize gerek kalmiyor. Ama sanat gurubunun isi zor. Biz toplum olarak carpik bir gelisme yasadigimiz icin, 20 sene oncesi bile olsa inanilmaz bir degisim var. Ufacik bir yeri bile 70'lere dondurecekseniz ortadan kaldirmaniz gereken cok sey gorursunuz.
DEJENERE TOPLUM OLDUK
Rolunuzun daha inandirici olmasi icin ozel bir arastirma yaptiniz mi?
M:Benim ilgilendigim bir donemdi. Okudugum kitaplari tekrar okudum, o donemi yasamis insanlarin yazdigi otobiyografik kitaplar aldim. Ama tabii eylemlere filan katilmadim.
O: O donemi, yasamis kisilerden dinleyerek ogrenmeyi tercih ettim. Babam universitedeyken cok zorluklar yasamis, bes dakika gec kalsa annem paniklermis. Ama zaten senaryo yeterince bilgi iceriyor. Oradaki diyaloglar, hareketler, Cagan'in verdigi mizansenler yeterli.
70'leri canlandirmak nasil bir duygu sizler icin?
M: Teknolojik olarak tabii ki onemli gelismeler oldu. Turkiye'de ama o donemki insanlarin fikirlerine, inanclarina, sahiplenmelerine ve su anki bizim tavrimiza baktigim zaman buyuk bir dejenerasyon var. Ve bu beni rahatsiz ediyor. Cok bireysellestik. Her koyun kendi bacagindan asilir gibi utana sikila soylenmesi gereken seyler cok normal geliyor... O yillara donmek isterim ama nasil ayak uydurabilirim bilmiyorum. Ben bu cagin kosullanmalarini yasayan bir insanim.
O: Saclar, takma kirpikler, agir makyajlar, degaje yakalar, biraz zor girdim o doneme ben. Ama ozel bir doku var orada. Muziklerden kiyafetlere, goruslere o kadar cok baslik var ki... Ama yine de yasamak istemezdim. Aski sonuna kadar yasanmis ve sahiplenmisler, inandiklari seyin cok fazla pesinden gitmisler. Ben o kadar duygusal hissedemezdim. Artik light ve vurdumduymaz olduk.
Mehmet Ali, genclik yillarinda o donemi yasasaydin devrimci olur muydun?
M: Devrimcilik, bir orgutun icinde bir takim insanlarla beraber dusunmeye calismaksa bunu yapamazdim. Baskici yapilardan hoslanmam. Ama onlarin inandiklari seylere ben de inanirdim. Kotu seylerden bahsetmiyorlar ama yontem olarak yakin hissetmiyorum kendimi. Kendimi devrimciyim diye de adlandirmam. İnsanlar icin guzel seyler istemekse evet devrimciyim, birtakim degerleri muhafaza etmek muhafazakârliksa o zaman muhafazakârim.
Ozge sen aski ugruna aileni karsina alip askinin pesinden gider misin gercekte?
O: Ben konusarak anlatmaya calisirdim. Yurdanur bunu denemedi. Asik oldugu cocuk babasinin tamamen tersi bir insandi. Sanirim ben Yurdanur'a gore biraz daha ugrasirdim. Ama Yurdanur kadar derin degilim. Bu donemde bence ask yerine onemli olan birbirine duydugun saygi ve verdigin degerdir.
Politik yonu agir bir dizide oynuyorsunuz. Korkmadiniz mi sert tepki gelir mi diye? O: Hayir. Bu Turkiye'- nin bir gercegi. Bunu bilmeyenlere gorsel bir sekilde anlatmak gerekiyor.
M:Hic korkmadim. O donemki siyasi yapiyi anlatmak oncelikli hedef degil. İnsan iliskilerindeki sicakligi ve degerleri anlatiyoruz. Benim icin gurur verici bir sey. O donemler hep yok sayildi. Bu bazi seylerin sorgulanmasi icin bir baslangic olabilir.
Peki gelen tepkiler nasil?
O: Dizi seyretmeyen bir genclik var. Ama bizi seyrediyorlar ve birbirlerine caktirmadan agladiklarini soyluyorlar.
M:Riskli de bir sey. Hassas bir donem, aci cekilmis. En ufak bir sey kotu seyler yasamis insanlari kirabilir. Ama bunlarla karsilasmadik. Diziden sonra bir genc o donemle ilgili bir tarih kitabi aliyorsa dizi amacina ulasmistir.
Turkiye'deki oyunculuk sektorunu nasil degerlendiriyorsunuz?
O: Sektor inanilmaz gelisti. 85 yeni dizi girmis. Herkes mi senarist oldu, herkes mi oyuncu oldu. Ama eleme olacak ve kalan kalacak. Keske daha fazla sinema filmi yapilsa...
M:Cok fazla talep de var ki sektor kendini gelistiriyor. Bir yonden sonra sinemaya kayacak sektor. Daha fazla imkan ve daha cok is bilen insanlar yetisiyor. Turk oyuncular cok yetenekli. Bir Haluk Bilginer mesala dunya capinda bir adam. Fakat teknik eksiklerimiz var. Yonetmenler, isik tasarimcilari, sahne tasarimcilari, teorisyenler yok. Bunlara ihtiyacimiz var ama bunlara yonelik talep yok. Herkes basrol oyuncusu olmak istiyor.
sabah
0 Yorum:
Post a Comment
<< Home